
Türkiye’nin Terör Etiketi: Masumları Hapisten Kurtarabilecek miyiz?
Merhaba dostum, bir sandalye çek, çünkü bu hikâye hem sinir bozucu hem de umut verici! 7 Mayıs 2025’te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi, Türkiye’nin “terör” suçlamalarını bir sopa gibi kullanıp masum insanları hapse atmasını masaya yatırdı. Yasak v. Türkiye davası, Şaban Yasak adlı bir Türk vatandaşının hikayesiyle başlıyor. Adam, sadece Gülen hareketiyle geçmişte bağlantısı olduğu için 6 yıldan fazla hapis cezası yedi. Suçu mu? Öğrencilere ders vermek, legal bir şirkette çalışmak ve devlet lisanslı Bank Asya’ya para yatırmak. Evet, kulağa suç gibi gelmiyor, değil mi? Ama Türkiye’de bu, “terörist” damgası yemeye yetiyor. Hazır mısın, bu adaletsizlik bataklığına dalıyoruz!
Yasak’ın avukatları, AİHM’ye yalvardı: “Türkiye’nin bu terör suçlamalarını silah gibi kullanmasına dur deyin!” Neden mi? Çünkü bu dava, sadece Yasak’la ilgili değil. 2013’ten beri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gülen hareketine karşı başlattığı cadı avında 705,172 kişi soruşturuldu, 13,251’i hâlâ hapiste. Öğretmenler, memurlar, avukatlar, hatta çocuklar bile “terörist” diye yaftalanıp içeri atıldı. Tek suçları? Bir zamanlar hükümetin bile desteklediği Gülen okullarında çalışmak ya da Bank Asya’da hesap açmak. Bu, adalet değil, düpedüz intikam!
Gülen Hareketi ve Büyük Kumpas
Peki, Gülen hareketi ne? Fethullah Gülen’in liderliğindeki bu hareket, yıllarca okullar ve hayır kurumlarıyla tanındı. Türkiye’de yüzlerce okul açtı, dünya çapında eğitim ağları kurdu. 2013’e kadar hükümetin gözdesiydi. Ama sonra ne oldu? Erdoğan’ın ailesini ve yakın çevresini hedef alan yolsuzluk soruşturmaları patladı. Erdoğan, bunu “Gülen’in darbesi” diye etiketledi ve hareketi “terörist” ilan etti. 2016’daki başarısız darbe girişimi, işleri iyice çıldırttı. Erdoğan, Gülen’i suçladı (Gülen ve hareketi bu iddiayı şiddetle reddediyor), ve o günden beri hareketin takipçileri av gibi kovalanıyor.
Yasak’ın davası, bu çılgınlığın bir özeti. Avukatları, AİHM’ye, Yasak’ın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 7. maddesini ihlal eden bir cezaya çarptırıldığını söylüyor. Bu madde, suç olmayan bir şey için cezalandırılmayı yasaklar. Yasak’ın yaptığı şeyler – öğrenci evlerinde kalmak, legal bir bankada hesap açmak – o zaman suç değildi. Ama Türkiye, geçmişe dönük suç icat ederek insanları hapse tıkıyor. Avukat Johan Heymans, “2023’te Yalçınkaya davasında umutlanmıştık. AİHM, Türkiye’nin banka hareketleri gibi dolaylı kanıtlarla insanları mahkûm etmesini kınadı. Ama Türkiye bu kararı takmadı!” diye isyan etti.
Neden Seni İlgilendiriyor?
“Bu dava uzak bir mahkemede, bana ne?” diye düşünüyorsun, değil mi? Ama dur, bu senin de meselen! Türkiye’de bir öğretmen, sadece bir okulda çalıştığı için “terörist” diye hapse giriyorsa, yarın sen de yanlış bir SMS attın diye içeri girebilirsin. Bu, adaletin çöküşü demek. Üstelik, bu dava Türkiye’nin uluslararası itibarını da etkiliyor. AİHM’nin kararı, sadece Yasak’ı değil, 150,000’den fazla insanı kurtarabilir. Öğretmenler, doktorlar, öğrenciler – hepsi normal hayatlarını geri isteyebilir. Ve bu, hepimizin daha adil bir ülkede yaşama hakkı demek.
Dahası, BM, Avrupa Ceza Avukatları Birliği ve İtalyan İnsan Hakları Federasyonu da bu davaya müdahil oldu. Hepsi, Türkiye’nin “terör” tanımını genişleterek masumları cezalandırdığını söylüyor. Eğer AİHM, Yasak’ın lehine karar verirse, bu, Türkiye’ye “Dur, yeter!” deme şansı.
İnternet Çalkalanıyor!
İnternet, bu davayla alev alev! İnsanlar, “Türkiye adaleti nerede?” diye soruyor, Yasak için dua edenler var. Bazıları Erdoğan’ı eleştiriyor: “Bu mu senin güçlü Türkiye’n?” Kimileri de umutlu: “AİHM, masumları kurtar!” Mizah bile var: “Bank Asya’ya para yatırdım diye terörist mi olacağım, naber?” Herkes, AİHM’nin kararını bekliyor, çünkü bu, sadece bir dava değil, bir milat.
Son Söz: Adalet mi, İntikam mı?
Yasak v. Türkiye, bir adamın değil, bir ülkenin vicdanının davası. AİHM’nin vereceği karar, binlerce masumun kaderini değiştirebilir. Sen de bu hikayenin bir parçasısın, dostum. Adalet için ses çıkar, bir paylaşım yap, ya da sadece bu çılgınlığa kafa yor. Çünkü eğer masumlar hapisteyse, hiçbirimiz özgür değiliz. Hadi, itiraf et – bu davayı duyunca biraz sinirlendin, değil mi? Şimdi ne yapacaksın, sadece skroll mu edeceksin?